Cumartesi Anneleri’nden
sessiz protesto
Galatasaray Lisesi önünde 329. kez toplanan Cumartesi Anneleri, bu haftaki oturma eylemine, “Biz kayıp anaları acıyı herkesten daha iyi biliyoruz. 16 yıldır kayıplarımızı arıyoruz. Artık sözün bittiği yerdeyiz, bu yaşananları susarak protesto ediyoruz” diyerek yaklaşık beş dakikalık sessiz protesto ile başladı.
Protestonun ardından, gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak basın açıklamasını gerçekleştirdi. Ocak şunları söyledi: “Bizler, acıları Cumartesi Meydanı’na hapsedilmiş kayıp yakınları olarak devletin gözaltında kaybettiği evlatlarımızın, eşlerimizin, kardeşlerimizin, canlarımızın, akıbetlerini öğrenmek istiyoruz. Bizler Galatasaray’a oturmaya başladıktan sonra 12 hükümet değişti. Her değişen hükümete taleplerimizi buradan dillendirdik. Onlar bizi duymamakta ayak diredi”
Şili’de ve Arjantin’de olduğu gibi bu mücadelelerini kazanacaklarının bilinci ve kararlılığıyla davrandıklarını belirten Ocak yeni kurulan 61. hükümete taleplerini iletti.
61. hükümete seslendiler
Okunan talepler arasında, gözaltında kaybetmeyi yasaklayan ve ailelerin kaybedenle ilgili gerçeği öğrenmesine imkan veren “Bütün kişilerin zorla kaybedilmeden korunmasına dair uluslararası sözleşmenin” imzalanması, toplu mezarların açılmasıyla ilgili Minnesota Protokolü’ndeki çekincelerin kaldırılması ve gözaltında kaybedilenlerin akıbetini araştıracak özel yasayla yetkilendirilmiş, devlet sırrı, zaman aşımı, hak düşürücü süre gibi hiçbir yasal engelin bulunmadığı bağımsız bir araştırma komisyonu kurulması yer aldı.
Açıklamanın sonunda ise hükümet üyelerinin Bosnalı kayıplara, Bosna’daki toplu mezarlara gösterdikleri haklı hassasiyetleri kendi topraklarında kaybedilen, toplu mezarlara gömülen insanlara da göstermelerini beklediklerini söyleyen Cumartesi Anneleri, aksi halde hükümeti samimiyetsizlikle itham edeceklerini belirttiler.
Açıklamanın ardından, okunan talepleri hükümete göndermek için postaneye geçildi.
Kızıl Bayrak / İstanbul
Elektronik kelepçe neyi önler?
Çiçeği burnunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin kadın cinayetlerini elektronik kelepçe ile önleneceğini iddia etti.
Bu yöntemin başarıya ulaşabileceği konusunda oldukça iddialı konuşan Şahin, eşine şiddet uygulayan ve evden uzaklaştırma cezası alan erkeğin ‘elektronik kelepçeli teknik izleme sistemi’ ile takip edileceğini belirtti.
Kadına yönelik şiddeti bizzat kendi uygulayan sermaye devleti, “göstermelik çözümler” öne sürmek dışında bu soruna çözüm oluşturamaz. Son yedi yılda yüzde 1400 artan kadın cinayeti sayısı düşünüldüğünde eletronik kelepçe uygulamasıyla bu derece köklü bir sorunun çözüme kavuşturulacağı söylemi ise gülünç olmaktan öteye gitmiyor. Kaldı ki, bugün dahi mevcut yasalar uygulandığı taktirde 3. sayfa haberlerine konu olan cinayetlerin sayısı azımsanmayacak derecede azalır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, Adalet ve İçişleri Bakanlığı ile hazırladığı taslağa göre şiddet uygulayan erkeğe uzaklaştırılma kararı verilmesine rağmen kadına yaklaşıyorsa, burada elektronik sistemle takip uygulanacak.
Oysa ki bu aşamaya gelene kadar şiddet gören kadın şikayet etmek için polise başurduğunda, polis tarafından nasihatlar edilerek tekrar eşinin insafına terkediliyor. En fazla gözaltı işlemi yapılarak erkek adeta cesaretlendiriliyor. Ya da savcılığa koruma için başvuran kadınların talepleri reddediliyor. Birçok cinayet, koruma taleplerinin defalarca reddedilmesinin ardından gerçekleştiriliyor. Yargının da “tahrik indirimi” gibi gerekçelerle katilleri cezasızlıkla ödüllendirdiği bir düzende kadının eletronik kelepçeyle korunması beklenemez.
Şiddet ve zor ile kendini var eden kapitalizmde kadına yönelik şiddetin önlenmesi beklenemez.
Necla Yıldız davası görüldü
Büro Emekçileri Sendikası ( BES) üyesi Necla Yıldız, kızının eski erkek arkadaşı tarafından 9 ay önce Ankara’da katledilmişti. Defalarca bıçaklanarak öldürülen Necla Yıldız’ın katiline 9 ay sonra dava açıldı. 19 Temmuz günü Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 15 Ağustos’a ertelendi.
BES’in yanısıra ÇHD, Ankara Barosu, Kadın Derneği Vakfı’nın da davaya müdahil olmak istediği duruşmada sanığın getirilmemesi sebebiyle müdahil avukatları, tanıkların dinlenmesinin usule uygun olmayacağını belirtti.
Saat 09.30’da başlayan dava öncesinde adliye önünde basın açıklaması yapıldı. BES üyeleri, arkadaşları Necla Yıldız’ın katledilmesinin üzerinden 9 ay geçtiğini söylediler ve davanın yeni açılmasını protesto ettiler.
Açıklamaya ÇHD, İHD, Ankara Barosu ve BES, KESK, ESM ve BTS Genel Başkanları, KESK Kadın Sekreteri, Tüm Bel Sen Genel Sekreteri, SES Genel Kadın Sekreteri ile KESK’e bağlı sendikaların üye ve yöneticileri destek verdi.
BES Genel Sekreteri İlknur Bilgen’in yaptığı açıklamanın ardından KESK Kadın Sekreteri Canan Çalağan, Yıldız Ailesi Avukatı İlke Işık Sağdıç ile ÇHD Genel Başkanı ve BES’in avukatı Selçuk Kozağaçlı birer koruşma gerçekleştirdi.
BES’in eyleminin ardından Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da bir eylem yaptı. Basın açıklamasının ardından adliye önünde oturma eylemi gerçekleştiren platform bileşenleri sloganlarla bekleyişlerine devam ettiler. Duruşmanın sona ermesiyle de eylemlerine son verdiler.
Kızıl Bayrak / Ankara
Yargı tecavüzcülere arka çıkıyor
Fethiye’de bir kadına 8 kişinin tecavüz etmesiyle ilgili davanın son duruşması 15 Temmuz günü görüldü. Tecavüzcülerin tutuklanması talebi reddedilirken dava 14 Ekim tarihine ertelendi.
Muğla’nın Fethiye ilçesinde bir kadına tecavüz eden 2’si 18 yaşından küçük 8 sanığın yargılandığı davanın son duruşması yine mahkemenin tecavüzcülere arka çıkan tutumuna sahne oldu. Fethiye Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 3 yıl önce yaşanan tecavüze ilişkin telefon sinyal kayıtları mahkemeye ulaştı. Avukatlar, sanıkların olay günü tecavüzün yaşandığı mekanda bulunduklarının sinyallerle belirlendiğine dikkat çekti. Davacının beyanlarını doğrulayan, buna karşın tecavüzcülerin savunmalarını yalanlayan telefon görüşme trafiğine rağmen, tecavüzcülerin tutuklanması talebi reddedildi.
|